top of page

Hizmetlerimiz > Siber Güvenlik Çözümlerimiz

DDoS Protection

DDoS saldırıları, web sitelerini veya internet hizmetlerini çevrimdışı bırakmak için yapılan yaygın bir siber saldırı yöntemidir. DDoS koruması, bu tür saldırılara karşı savunma sağlayan bir dizi güvenlik önlemidir. DDoS koruma çözümleri, trafik filtreleme, yüksek bant genişliği, CDN (İçerik Dağıtım Ağı), botnet engelleme, IP engelleme, uygulama seviyesi tespiti ve diğer teknolojileri kullanarak DDoS saldırılarının etkilerini azaltmaya veya engellemeye çalışır. DDoS koruma çözümleri, saldırının türüne, boyutuna ve kaynaklarına göre farklılık gösterir. Bazıları, güvenlik duvarlarına ve ağ cihazlarına entegre edilebilirken, diğerleri bulut tabanlı veya hizmet olarak sunulabilir. Bu çözümler, genellikle yoğun saldırı trafiğini yönlendirerek gerçek trafikten ayırarak hizmetleri korur. DDoS koruma, web siteleri, uygulamalar, veri merkezleri ve ağ altyapıları gibi birçok farklı alanda kullanılır.

Data Classification

Data Classification, verilerin önemine, hassasiyetine ve gizliliğine göre sınıflandırılması işlemidir. Bu işlem, verilerin gereksinimlerine göre korunmasını sağlar. Data Classification, birçok farklı yöntem kullanılarak gerçekleştirilebilir ve her organizasyonun kendi veri sınıflandırma politikaları vardır. Veriler genellikle üç ana kategoriye ayrılır: Genel Veriler: Açık bir şekilde paylaşılan verilerdir ve genellikle kamu bilgi istekleri ile elde edilebilirler. Özel Veriler: Kişisel bilgiler veya finansal bilgiler gibi hassas verilerdir ve gizli tutulmalıdırlar. Gizli Veriler: Şirket sırları, patentler, fikri mülkiyet gibi özel bilgilerdir ve dışarıya açıklanmamalıdırlar. Data Classification, bu üç kategoriyi kullanarak, bir verinin hassasiyet düzeyine göre sınıflandırılmasını sağlar. Bu sınıflandırmalar, verilerin uygun bir şekilde saklanması, paylaşılması ve yönetilmesini sağlamaya yardımcı olur. Bu nedenle, Data Classification, birçok organizasyonun veri yönetimi stratejilerinde önemli bir rol oynamaktadır.

Data Loss Prevention (DLP)

Data Loss Prevention (DLP), veri kaybını önlemek için tasarlanmış bir dizi teknolojik ve yönetimsel önlemdir. Bu teknolojiler ve yönetimsel önlemler, bir kuruluşun verilerini koruyarak, yanlışlıkla veya kasıtlı olarak bir veri sızıntısına neden olabilecek içeriden veya dışarıdan gelen tehditlere karşı korur. DLP teknolojileri, verilerin kaydedildiği yerlerde ve verilerin transfer edildiği ağlarda kullanılabilir. Bu teknolojiler, verilerin sızdırılmasını veya yetkisiz kullanımını önlemek için kullanıcıların, yöneticilerin ve sistemlerin etkinliklerini izler. DLP, hem veri güvenliği politikalarına uygunluğu sağlamak hem de finansal, yasal veya ticari sonuçları olan bir veri sızıntısını önlemek için kullanılabilir. DLP sistemleri, veri sınıflandırmasını ve veri kullanımını izleme, veri erişimini kontrol etme, veri şifreleme ve veri sızıntılarına karşı uyarılar gibi bir dizi özellik sunar. Bu özellikler, bir kuruluşun veri kayıplarını önlemesine yardımcı olur ve veri sızıntılarını önleyerek, müşteri bilgileri, finansal veriler, iş sırları ve diğer hassas bilgilerin güvenliğini sağlar.

Email Security

Email security, elektronik posta (e-posta) yoluyla gönderilen mesajların, kullanıcıların gizlilik, bütünlük ve erişim konularında güvenli bir şekilde gönderilmesini sağlamak için kullanılan bir dizi teknolojik ve yönetimsel önlemdir. Email security, e-postaların gönderilmeden önce ve gönderildikten sonra korunmasını sağlar. Bu koruma, kimlik doğrulama, veri şifreleme, istenmeyen e-postaların filtrelenmesi, spam ve phishing saldırılarının önlenmesi gibi çeşitli yöntemlerle sağlanır. Email security teknolojileri, e-posta güvenliği politikalarını uygulamak için kullanılabilir. Bu politikalar, kuruluşların çalışanlarının gizlilik ihlallerini veya yanlışlıkla yapılan bilgi paylaşımlarını önlemelerine yardımcı olur. Ayrıca, kuruluşların kimlik doğrulama yöntemlerini güçlendirmelerine, sızma ve diğer güvenlik tehditlerine karşı korumalarına ve kullanıcıların e-posta kullanımında daha bilinçli hale gelmelerine yardımcı olabilir. Email security, birçok işletmenin en önemli önceliklerinden biri haline gelmiştir. Çünkü e-postalar, işletmelerin hassas verilerinin iletilmesinde sıkça kullanılır ve e-posta aracılığıyla yapılan bir güvenlik ihlali, kuruluşlar için ciddi sonuçlara yol açabilir.

Encryption

Encryption, verileri okunamaz hale getirerek, yetkisiz erişimden korumak için kullanılan bir teknolojidir. Bu teknoloji sayesinde, bilgilerin yalnızca doğru anahtarı kullanan kişiler tarafından erişilebilmesi sağlanır. Encryption, verileri bir dizi matematiksel işlemle şifrelemek suretiyle çalışır. Şifreleme işlemi, verileri orijinal hallerinde okunamaz hale getirir ve yalnızca şifreleme anahtarını bilen kişiler tarafından erişilebilir hale getirir. Şifreleme anahtarı, verileri orijinal haline geri döndürmek için kullanılır. Encryption, özellikle finansal bilgiler, sağlık kayıtları, hükümet verileri ve diğer hassas veriler gibi gizlilik gerektiren alanlarda yaygın olarak kullanılır. Bu verilerin korunması, yetkisiz erişime karşı korunarak, verilerin çalınması, hasar görmesi veya değiştirilmesi gibi tehditlere karşı korunmasını sağlar. Encryption, aynı zamanda iletişim teknolojilerinde de kullanılır. Örneğin, e-posta, mesajlaşma ve sesli iletişim gibi hizmetlerde, verilerin şifrelenmesi, yetkisiz erişimden korunması ve iletişimin gizliliğinin sağlanması için önemlidir.

Endpoint Detection and Response (EDR)

Endpoint Detection and Response (EDR), bir organizasyonun bilgisayarları, sunucuları ve mobil cihazları gibi uç noktalarını korumak için kullanılan bir güvenlik teknolojisidir. EDR, uç noktalardan gelen güvenlik olaylarını tespit etmek, analiz etmek ve yanıtlamak için kullanılır. EDR teknolojisi, uç noktalardaki yazılım ve donanım bileşenlerindeki anormallikleri izler ve tehditlerin tespit edilmesi durumunda hızlı bir şekilde müdahale edilmesini sağlar. EDR, geleneksel antivirüs yazılımlarına benzer şekilde, kötü amaçlı yazılımları tespit eder ve kaldırır, ancak ayrıca daha gelişmiş tehditlerin tespiti için de kullanılır. EDR, organizasyonlara tehditleri tespit etmek ve yanıtlamak için daha fazla görünürlük ve kontrol sağlar. EDR teknolojisi, uç noktalarda gerçekleşen her türlü aktiviteyi izler ve tehditleri tespit ettiğinde otomatik olarak yanıt verir veya güvenlik ekibi tarafından manuel olarak yanıtlanmasına izin verir. EDR teknolojisi, organizasyonların uç noktalardaki güvenlik olaylarını daha hızlı ve etkili bir şekilde tespit etmesine, analiz etmesine ve yanıtlamasına yardımcı olur. Bu da organizasyonların siber saldırılar karşısında daha dirençli hale gelmesine ve daha hızlı bir şekilde yanıt vermesine yardımcı olur.

Endpoint Security

Uç nokta güvenliği siber güvenlik konusunda akıla ilk olarak gelen ve vazgeçilmez en önemli güvenlik önlemlerinden biridir. Saldırganların saldırı yaşam döngüsü içerisinde uç noktayı hedef almaları kaçınılmaz bir gerçektir. Önleme ve koruma mekanizmaları kullanıcı bilgisayarları, çalışma istasyonları, sunucular ve mobil cihazlara kadar yaygınlaştırmak gerekmektedir. Geleneksel olarak Anti-virüs sistemleri artık günümüzde uç nokta koruma platformu halini almıştır. -Ransomware Protection -Sophos Intercept X Advanced

Extended Detection and Response (XDR)

Extended Detection and Response (XDR), bir organizasyonun farklı güvenlik veri kaynaklarından gelen tehditleri tespit etmek, analiz etmek ve yanıtlamak için kullanılan bir güvenlik teknolojisidir. XDR, Endpoint Detection and Response (EDR), Network Detection and Response (NDR) ve Cloud Security Posture Management (CSPM) gibi farklı güvenlik kaynaklarından gelen tehditlerin entegre edilmesini sağlayarak, organizasyonlara daha kapsamlı bir tehdit tespiti ve yanıtı imkanı sunar. XDR, geleneksel güvenlik bilgileri yönetimi (SIEM) teknolojilerine benzer şekilde, güvenlik olaylarını toplar, analiz eder ve raporlar. Ancak, XDR, geleneksel SIEM teknolojilerine kıyasla daha kapsamlı bir tehdit tespiti ve yanıtı sağlar. XDR teknolojileri, organizasyonların ağ, uç nokta, bulut ve mobil cihazlardaki verileri toplamasına, analiz etmesine ve korumasına izin vererek, tehditlerin daha hızlı ve daha kapsamlı bir şekilde ele alınmasını sağlar. XDR, organizasyonların tehditleri tespit etmek, incelemek ve yanıtlamak için ayrı ayrı araçlar kullanmak yerine, tek bir platformda tüm güvenlik verilerini birleştirerek daha iyi bir tehdit görünürlüğü sağlar. Bu da organizasyonların güvenlik operasyonlarını daha verimli ve etkili hale getirir.

Hotspot

Hotspot, genellikle kablosuz bir ağ üzerinden internete erişim sağlamak için kullanılan bir terimdir. Hotspot, bir Wi-Fi ağına bağlanan bir cihazın, bir internet servis sağlayıcısı veya modem aracılığıyla internete bağlanmasına izin verir. Bu nedenle, genellikle halka açık alanlarda (örneğin havaalanları, oteller, kafeler, kütüphaneler vb.) veya özel olarak yapılandırılmış Wi-Fi ağlarında kullanılır. Hotspot'lar, çeşitli cihazlar arasında paylaşılan bir internet bağlantısı sağlar. Wi-Fi erişimi olan bir cihaz, hotspot'a bağlanarak internete erişebilir. Hotspot, bir cihazın Wi-Fi kablosuz iletişim protokolü aracılığıyla diğer cihazlarla iletişim kurmasına izin verir. Hotspot'lar ayrıca mobil cihazlar üzerinden de sağlanabilir. Bu durumda, bir cep telefonu mobil veri ağına bağlanır ve diğer cihazlar, telefona Wi-Fi üzerinden bağlanarak internete erişebilirler. Hotspot'lar genellikle ücretli veya ücretsiz olarak sunulabilir ve sıklıkla bir kullanıcı adı ve şifre gerektirir.

Identity and Access Management (IAM)

Identity and Access Management (IAM), bir organizasyonun bilgisayar sistemlerindeki kaynaklara kimlik doğrulama, yetkilendirme ve erişim denetimi sağlamak için kullanılan bir disiplindir. IAM, organizasyonların bilgisayar sistemlerindeki erişimleri kontrol etmelerine ve yönetmelerine yardımcı olan bir güvenlik yönetim sürecidir. IAM, bir organizasyonun kimlik doğrulama, yetkilendirme ve erişim denetimi işlemlerini yöneten bir dizi politika, süreç ve teknolojik araçtan oluşur. Bu araçlar, kullanıcı hesaplarını, kimlik doğrulama yöntemlerini, erişim haklarını, kimlik verilerini, kullanıcı aktivitelerini ve kimlik bilgilerinin yönetimini içerir. IAM, organizasyonların kullanıcı hesaplarını, kimlik doğrulama süreçlerini, erişim haklarını ve güvenlik politikalarını yönetmelerine olanak tanır. Bu, organizasyonların sistemlerindeki verilerin gizliliği, bütünlüğü ve erişim denetimi konularında daha güvenli hale gelmelerine yardımcı olur. IAM ayrıca, organizasyonların uyumluluk gereksinimlerini karşılamalarına ve risk yönetimi stratejileri geliştirmelerine de yardımcı olabilir.

Managed Detection and Response (MDR)

Managed Detection and Response (MDR)

Mobile Device Management (MDM)

Mobile Device Management (MDM), kuruluşların mobil cihazlarını (akıllı telefon, tablet, dizüstü bilgisayar vb.) merkezi olarak yönetmelerine olanak tanıyan bir teknolojidir. MDM, işletmelerin mobil cihazlar üzerinde kontrol sahibi olmasını ve cihazların güvenliğini sağlamasını, verimliliği arttırmasını ve maliyetleri azaltmasını sağlar. MDM, genellikle bir yazılım aracılığıyla yönetilir ve kuruluşların bir merkezi yönetim konsolu kullanarak cihazlar üzerinde yönetim işlemlerini gerçekleştirmelerine olanak tanır. Bu yönetim işlemleri arasında cihazların konfigürasyonu, uygulama dağıtımı, cihazlara erişim yetkileri ve kullanıcı rolleri, veri şifreleme, güncelleme ve yazılım yükleme işlemleri yer alır. MDM ayrıca, kayıp veya çalınma durumunda cihazları uzaktan kilitler ve verileri siler. Böylece, organizasyonların hassas verilerinin yetkisiz erişime karşı korunmasını sağlar. Sonuç olarak, MDM teknolojisi, mobil cihazların güvenliğini ve yönetimini kolaylaştırırken, kuruluşların verimliliğini arttırır ve operasyonel maliyetlerini azaltır.

Network Detection and Response (NDR)

Network Detection and Response (NDR), bir organizasyonun ağını korumak için kullanılan bir güvenlik teknolojisidir. NDR, ağ trafiğini izler ve anormallikleri tespit etmek ve yanıtlamak için kullanılır. NDR, ağda gerçekleşen aktiviteleri analiz eder ve kötü amaçlı yazılımları, veri sızıntılarını, ağ saldırılarını ve diğer tehditleri tespit eder. Bu tehditler tespit edildiğinde, NDR teknolojisi hızlı bir şekilde yanıt verir veya güvenlik ekibi tarafından manuel olarak yanıtlanmasına izin verir. NDR teknolojisi, organizasyonların ağ trafiğini izleyerek güvenlik olaylarını daha hızlı ve etkili bir şekilde tespit etmesine, analiz etmesine ve yanıtlamasına yardımcı olur. Bu, organizasyonların ağlarının güvenliğini artırmalarına ve siber saldırılar karşısında daha dirençli hale gelmelerine yardımcı olur. NDR, birçok farklı güvenlik teknolojisi ile entegre edilebilir ve güvenlik ekibi için merkezi bir noktadan tehditleri yönetmelerine olanak tanır. Bu da organizasyonların daha etkili bir şekilde tehditleri tespit etmelerine ve müdahale etmelerine yardımcı olur.

Next-Generation Firewall (NGFW)

Güvenlik Duvarları ağ güvenliğinin olmazsa olmaz parçasıdır. Güvenlik duvarı, üzerinde tanımlanmış olan kurallar çerçevesinde, ağlar arasındaki trafik akışını kontrol eder. En yaygın kullanım amacı, kurumların iç ağını internet kaynaklı tehlikelerden korumaktır. Gelen trafiği inceler, üzerinde tanımlanmış olan kurallarla karşılaştırır, sonuca göre trafiği engeller, trafiğe izin verir veya başka bir aksiyon almak üzere diğer ağ güvenliği teknolojilerine iletir. Mantıksal ağ segmentasyonunu çevik ve esnek yöntemlerle tasarlayabildiğimiz yeni nesil güvenlik duvarları; Uygulama Seviyesinde Kontrol, Kullanıcı Bazında İçerik Kontrolü, Saldırı Önleme ve Tespit Sistemleri (IPDS), SSL/TLS ayıklaması, URL Filtreleme, APT koruması, DNS koruması gibi birçok güvenlik fonksiyonu çalıştırılabilecek çözümlerden birisidir.

Phishing Attack Simulation

Phishing Attack Simulation, sahte bir e-posta veya web sitesi aracılığıyla bir kullanıcının hassas bilgilerini çalmayı amaçlayan bir siber saldırı türüdür. Bu saldırılar genellikle bir kurumun çalışanlarına veya bir kişinin kişisel hesaplarına yönelik olabilir. Phishing Attack Simulation, kurumların çalışanlarının bilinçli olmalarını sağlamak için eğitim programlarına dahil edilen bir tekniktir. Kurumlar, çalışanlarına sahte bir saldırı düzenleyerek, saldırıyı tanımaları, saldırıya nasıl tepki vermeleri gerektiği ve hassas bilgilerin paylaşımını önlemek için neler yapmaları gerektiği konusunda eğitim verirler. Bu simülasyonlar, gerçek bir saldırıdan farklı olarak, güvenli bir ortamda yürütülür ve çalışanların kişisel bilgilerini ele geçirmezler. Bunun yerine, çalışanların tepki verme yeteneklerini test etmek için tasarlanmıştır ve kurumların siber güvenlik bilincini artırmak için bir araç olarak kullanılır.

Privileged Access Management (PAM)

Privileged Access Management (PAM), özel yetkilere sahip hesapları yönetmek, korumak ve izlemek için tasarlanmış bir siber güvenlik çözümüdür. Bu hesaplar, bir organizasyonun en kritik sistem ve uygulamalarına erişime sahip olabilir ve bir saldırganın hedeflerinden biridir. PAM, bu özel hesapların erişimini sınırlandırır ve izler, bu sayede izinsiz erişimleri tespit eder. Ayrıca, oturum açma ve yetkilendirme işlemlerini izler ve raporlar oluşturarak işlem geçmişlerini takip eder. Böylece, özel yetkili hesapların kötüye kullanımını önlemeye yardımcı olur ve güvenliği arttırır.

Secure Access Service Edge (SASE)

Secure Access Service Edge (SASE), geniş alan ağı (WAN) hizmetleri ile siber güvenlik özelliklerinin entegre edilerek sunulduğu bir bulut tabanlı güvenlik mimarisidir. Bu mimari, şirketlerin verilerini ve uygulamalarını korumalarına ve kullanıcıların farklı yerlerden güvenli bir şekilde erişmelerine yardımcı olur. SASE mimarisi, kullanıcılara her yerden erişim sağlamak için sanal özel ağ (VPN), sıfır güvenlik duvarı (Zero Trust Firewall), web ve e-posta güvenliği, veri kaybı önleme (DLP), trafiği görüntüleme, analiz ve raporlama (TDR) ve diğer güvenlik özelliklerini bir arada sunar. Böylece, kullanıcılar işe herhangi bir cihazdan, herhangi bir yerden güvenli bir şekilde bağlanabilirler. SASE, aynı zamanda şirketlerin güvenlik politikalarını ve uyumluluk gereksinimlerini merkezi olarak yönetmelerine de olanak tanır. Bu sayede, şirketlerin tüm çalışanlarının ve uygulamalarının güvenlik ve uyumluluk standartlarına uygun olarak çalıştığından emin olmalarını sağlar. Sonuç olarak, SASE, şirketlerin tüm güvenlik ve ağ gereksinimlerini tek bir yerde toplamasına ve daha iyi bir güvenlik, performans ve kullanıcı deneyimi sağlamasına olanak tanıyan bir bulut tabanlı güvenlik mimarisidir.

Security Information and Event Management (SIEM)

SIEM (Security Information and Event Management), bir organizasyonun tüm bilgi sistemlerinden gelen güvenlik olaylarını toplamak, analiz etmek ve raporlamak için kullanılan bir güvenlik teknolojisidir. SIEM, ağdaki güvenlik olaylarını ve log kayıtlarını toplar, analiz eder ve güvenlik ekibine anında uyarılar gönderir. SIEM, tüm bu verileri birleştirerek olaylar arasında bağlantılar kurar ve potansiyel bir saldırıyı hızlı bir şekilde tespit etmeyi mümkün kılar. SIEM ayrıca birçok farklı kaynaktan gelen verileri işler ve birbirleriyle ilişkilendirir. Bu veriler arasında ağ cihazları, sunucular, uygulamalar ve kullanıcı hesaplarından gelen günlük kayıtları bulunabilir. Analiz edilen veriler, güvenlik olaylarına ilişkin raporlar ve uyarılar üreten bir arayüzde sunulur. SIEM teknolojisi, organizasyonların güvenlik olaylarını takip etmelerine, potansiyel tehditleri tespit etmelerine ve hızlı bir şekilde yanıt vermelerine yardımcı olur. Bu da organizasyonların siber saldırılara karşı daha dirençli hale gelmelerine yardımcı olur.

Security Orchestration, Automation, and Response (SOAR)

Security Orchestration, Automation, and Response (SOAR) güvenlik olaylarına hızlı yanıt vermek ve siber güvenlik ekiplerinin çalışmalarını optimize etmek için tasarlanmış bir platformdur. SOAR, siber güvenlikte tehdit yönetimi, güvenlik operasyonları ve uçtan uca güvenlik süreçleri için bir araçtır. SOAR, güvenlik tehditlerini tespit etmek, raporlamak, yanıtlamak ve yönetmek için gerekli olan tüm verileri toplar. SOAR ayrıca, manuel süreçlerin otomatikleştirilmesi, tehditlerin analiz edilmesi, yanıt planlarının oluşturulması ve koordinasyonu gibi bir dizi işlemi de otomatikleştirir. SOAR, güvenlik olaylarının daha hızlı ve daha doğru bir şekilde tespit edilmesine, değerlendirilmesine ve yanıtlanmasına yardımcı olur. SOAR platformları, siber güvenlik ekiplerinin iş yükünü azaltarak, güvenlik operasyonlarındaki verimliliği arttırır ve güvenlik tehditlerine daha hızlı yanıt verilmesine olanak tanır. Sonuç olarak, SOAR, siber güvenlikte hızlı ve etkili bir yanıt sağlamak için tasarlanmış bir platformdur. SOAR, siber güvenlik olaylarına karşı savunmasını güçlendirmek ve siber güvenlik ekiplerinin daha verimli bir şekilde çalışmalarını sağlamak isteyen şirketler için önemli bir araçtır.

Server Workload Protection

Server Workload Protection, sunucuların, uygulamaların ve verilerin güvenliğini sağlamak için tasarlanmış bir güvenlik önlemidir. Bu sistem, sunucuların korunmasına yönelik bir dizi teknoloji ve süreçler içerir. Server Workload Protection, sunuculara doğrudan erişim olan herhangi bir cihazdan gelen tehditleri tespit etmek ve engellemek için çeşitli güvenlik araçları ve teknolojileri kullanır. Bu araçlar arasında virüs koruması, güvenlik duvarı, kimlik doğrulama, yetkilendirme ve ayrıcalık yönetimi gibi teknolojiler yer alabilir. Server Workload Protection ayrıca, sunuculara yapılan saldırıları tespit etmek için davranış tabanlı analiz ve yapay zeka teknikleri kullanır. Bu yöntemler, saldırılarla ilgili olası tehditleri otomatik olarak tespit eder ve bunlara hızlı bir şekilde yanıt verilmesini sağlar. Sonuç olarak, Server Workload Protection, sunucuların, uygulamaların ve verilerin güvenliğini sağlamak için tasarlanmış bir güvenlik önlemidir. Bu sistem, sunuculara yönelik saldırıları tespit etmek ve engellemek için çeşitli teknolojiler ve süreçler içerir. Server Workload Protection, işletmelerin, sunucu güvenliğine yönelik tehditlere karşı daha iyi korunmalarına yardımcı olur.

Zero Trust Network Access (ZTNA)

Zero Trust Network Access (ZTNA), kullanıcıların ve cihazların güvenliği için tasarlanmış bir ağ güvenliği modelidir. Bu model, kullanıcıların ve cihazların kimlik doğrulaması yapmadan ağ kaynaklarına erişmelerini engelleyerek, güvenlik risklerini azaltır. Geleneksel ağ güvenliği modelleri, kullanıcıların ve cihazların güvenliği konusunda varsayımlar yapar ve ağ kaynaklarına erişim izni sağlar. ZTNA ise ağ kaynaklarına erişim izni vermeden önce kullanıcıların ve cihazların kimlik doğrulaması yapmasını ve güvenilirliğinin kontrol edilmesini ister. Bu model, kullanıcıları ve cihazları, ağ kaynaklarına erişmek için ayrıcalıklı bir konuma getirmez. Bunun yerine, ZTNA, ağ kaynaklarına erişim sağlamak için kullanıcılara ve cihazlara özel bir güvenlik politikası uygular. Bu politika, kimlik doğrulama, erişim denetimi, güvenlik duvarı, tehdit analizi ve diğer güvenlik kontrollerini içerebilir. ZTNA, ağ kaynaklarına erişim için geleneksel sanal özel ağ (VPN) yerine kullanılır. Bu sayede, ağ kaynaklarına erişmek için kullanıcılara ve cihazlara özel bir ayrıcalık verilmeden, ağ güvenliği daha iyi sağlanır. Sonuç olarak, Zero Trust Network Access (ZTNA), ağ kaynaklarına erişim için geleneksel VPN yerine kullanılan bir ağ güvenliği modelidir. Bu model, kullanıcıların ve cihazların kimlik doğrulaması yaparak güvenlik risklerini azaltır ve ağ kaynaklarına erişim için özel bir güvenlik politikası uygular. ZTNA, ağ güvenliği için daha fazla güvenlik kontrolleri sağlar ve kullanıcılar ve cihazlar için ayrıcalıklı bir konum oluşturmaz.
bottom of page